Somatik Deneyimleme Üstüne
En son güncellendiği tarih: 25 Tem 2019
Geçtiğimiz hafta Somatik Deneyimleme eğitimindeydim. Yaklaşık 3 sene sürecek
olan bu travma çözümleme eğitiminde çığır açıcı şeyler öğreniyorum, hali hazırda
bildiklerimi tekrar ediyorum, fark ettiğim ama isimlendiremediğim şeyleri kuramla
birlikte adlandırıyorum.
Eğitim boyunca kendime şefkatle anımsattığım şey “Travma iyileştirilebilir.” oldu.
Bunu tekrar tekrar duymak o kadar umut verici ki... Neredeyse 10 senedir pek çok
yaşama eşlik, şahitlik ettim... Bir terapist olarak benim de danışanlarımın
öykülerinden etkilendiğim anlar oldu. Hemen süpervizörümün ve kendi terapistimin
kapısını çaldım. Danışanın öyküsünün ötesine asla geçemezdi terapistin tetiklenme
noktaları... Duyguyla, düşünceyle, davranışla çalışmayı iyi bilen terapistler olarak:
özellikle bazı danışanlarla ilerlerken takılı kaldığımız yerler olur. Bu takılı kalma hali
de son derece dönüştürücüdür... Önce emdr, sonra kalp merkezli hipnoterapi
çalışmalarımla, psikoterapi sürecindeki önemli bir kısmın da, bedenle ilişkili olduğunu
fark eder olmuştum. Travma söz konusu olduğunda bedenin deneyimlediği travmaya
dokunmadan bir şeyler eksik kalıyordu...
Ve nihayet; odağında travma ve beden olan, sinir sistemini baz alan bir yaklaşımla
tanıştım.
Senelerdir aradığım ve nihayet karşıma çıkmış değerli bir hazine gibi...
“Somatik deneyimleme nedir?” sorusunu örnek üzerinden anlatmak istiyorum.
Alışılagelenin aksine, somatik deneyimleme seansında konuşma çok az olur. Bütün
odak bedende ve beden duyumsamalarındadır. Zira travmatik olayı anımsamasak
bile, beden travma anında kayıt tutmuştur ve bedendeki yüklü gücün serbest
bırakılması gerekmektedir.
“Vajinal doğum yaptı. Doğumda epizyotomisi vardı (kesi-dikiş). Doktoru, doğum
sonrasında odasına yürümesi konusunda onu cesaretlendirdi. Ama yürüyecek gücü
kendinde bulamadı ve odasına tekerlekli sandalyeyle gitti. Burada tamamlanmamış
bir döngü olduğunu duyumsayan bedeninde sıkışmış bir enerji vardı. Ve seans
esnasında yalnızca bedenini duyumsarken, içinde muazzam bir yürüme coşkusu
oluştu. Yürüdü... Yürüdü... Yürüdü... Derin bir nefes aldı. Artık döngü
tamamlanmıştı...”
Kuramın kurucusu Peter Levine’in kendi danışanıyla ilgili anlattığı meşhur bir öyküsü
var. Danışanı Nancy yoğun anksiyete atakları geçiriyor, kaçınma davranışları
sergiliyor. Seans esnasında güçlü bir kaygı atağı geçirdiğinde Peter ona “Nancy
arkanda bir kaplan var! Koş!” diyor. Ve Nancy seans esnasında koşuyor, titriyor,
terliyor, ağlıyor. Nancy çocukken bademcik ameliyatı geçiriyor. Ameliyat esnasında
masaya bağlanıyor, anestezide eter kullanılıyor. Kıpırdama şansı yok, kendini
boğulur gibi hissediyor ve halüsinasyonlar görüyor. Peter henüz daha kuramını
oluşturmaya başladığı ve sonrasında fazlasıyla dönüştürdüğü yaklaşımında, bu
vakayı şöyle yorumluyor:
“Nancy bu durumu hayati bir tehlike olarak duyumsamıştı ve ameliyatta dona
kalmıştı. Bedeni adeta teslim olmuştu. Bedenin o esnada döngüyü tamamlayabilmesi
için belki titremesi, ağlaması, kaçması ve sonra regüle olması gerekiyordu. Senelerce
bu sıkışmış yükle yaşadı. Pek çok tecrübesinde donma tepkisi verdi. Hayatta kalma
stratejisi buydu. Peter’a göre Nancy’nin seansta yaşadığı bir katarsis (duygusal
boşalma) değildi. Nancy, senelerdir verdiği pasif donma ve hareketsizlik tepkisinden
çıkıyor, kaçış- kurtuluş aktifliğine geçmesine imkan sağlayan bir enerji boşalması
yaşıyordu.
Somatik Deneyimleme hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak için Peter Levine’in tüm
kitaplarını ve instagram’da @somatikdeneyimleme hesabını takip etmenizi öneririm.
Eğitimin ilk ayağı oldukça yoğun, düşündürücü, dönüştürücü, bazen yorucu ama her
şeyden önce doyurucu bir manevi yolculuktu benim için. Eğitmenimiz Ariel kapanış
çemberinde veda ederken, eğitimdeki tüm uzmanlara “Haydi şimdi dünyayı daha iyi
bir yer yapmaya gidelim.” diyerek veda etti. Yazarken bile tüylerim diken diken oluyor.
Bunu bedenimde nerede duyumsuyorum? Kalbimde. Sanki elimde dünya
gezegenine ait kutsal bir bilgi varmış ve bunu ihtiyaç duyana, arayana dağıtabilecek
güç tüm hücrelerimdeymiş gibi... Bu bir kurtarıcı olma düşlemi mi? Belki biraz... Ama
daha çok yaptığım işi yapabileceğim en iyi şekilde yapma inancı. Ve evet. Travma
gerçekten iyileştirilebilir... Sevgiyle,