top of page

Doğum Travması ve Oyun

Doğum, pek çok bireyin hayatında yaşadığı ilk önemli travmadır. Oyun

terapisinde pek çok çocuğun kendi doğumlarını hatırladıklarına veya oynadıkları

oyunlarla bu sürece dair bedenlerinde ve zihinlerinde olumsuz kayıtlar olduğuna

şahit olurum. Doğarken bebeğin ve annenin yaşadığı korku, güçsüzlük ve

çaresizlik duyguları pek çok kez oyunlara sirayet eder. Erken doğum, fazlasıyla

uzun süren doğum süreci, doğumda yaşanan medikal ve ruhsal komplikasyonlar,

gereksiz müdahaleler, doğum sonrası uzun süren ve bebeğin yalnızlığa mahkum

bırakıldığı küvez uygulamaları bazı bireylerde temel travma kaynaklarıdır.

Yapılan bilimsel araştırmalar travmatik bir deneyimle doğan bebeklerin, kolay

doğan bebeklere oranla daha çok ağladığını ortaya koyuyor. Bu ağlama

nöbetlerinin, birikmiş duygusal gerilim ve stresten arınma yöntemi olduğunu

bugün çok daha iyi biliyoruz. Herhangi bir nedenden ötürü anne karnında,

doğum esnasında ve akabinde travma yaşamış bir bebeğin ilk etapta bakım

vereniyle güven temelli bir ilişki kurması gerekir. Bu ilişki; çocukla her fırsatta

ten tene temasta bulunarak, göz kontağı kurarak, sakin ve yumuşak bir ses

tonuyla bebekle iletişime geçerek, bebeğin ihtiyaçlarının ertelenmeden

karşılanması ve ebeveynin bebeği sakinleştirilmesiyle mümkündür. Güvenli bir

bağlanma ilişkisi başlı başına şifanın kendisidir. Bebeklerin, bedenlerindeki

stresi atmak için ağlamaya ihtiyaçları olabilir. Güvenli bir ortamda bebeğin

ağlamasına müsaade etmek, dikkatini dağıtmamak, ihtiyaçlarını ertelemeden

karşılamak bebeğin gerginlikten arınmasına, ebeveynin güvenli kollarında

huzuru ve güveni hissetmesine imkan sağlar. Uzun süre doğum kanalında

kalmış, boğazına kordon dolanmış bebeklerin, ilerleyen süreçte tünelden

korkma, boğaz kısmı dar ve kapalı kıyafetler giymeyi reddetme gibi davranışlar

sergilemesi olasıdır. Bebeğin sakin kaldığı zaman dilimlerinde yönlendirilmiş ve

yönlendirilmemiş oyunlar doğum travmasının üstesinden gelmek için etkili olur.

Örneğin üstü kapalı bir kutunun içinde bir süre kalan çocuğunuz, sonrasında

tünel oyuncağının içinden geçerek yeniden doğum sahnesini canlandırabilir.

Eğer çocuğunuzun bu konuyla ilgili bir meselesi varsa zaten bu tarz oyunları

tekrar tekrar oynamak isteyecek ve olumsuz anılarının yerine olumluları

yerleştirmeyi dileyecektir. Doğum sürecini canlandırma oyunları için bazı temel

oyuncaklarınızın olması yeterlidir: Doktor malzemeleri, biberon, battaniye gibi.

Bir başka alternatif oyun olarak; bir battaniyenin altına gizlenen çocuk, ebeveyni

tarafından aranır. ‘Ayşe nerede? Bir türlü bulamıyorum onu’ gibi bir söylemle

oyun desteklenir. Ayrıca sıkıca dizilen yastıklar arasından çocuğun çıkmasını

cesaretlendirecek oyunlar da sembolik olarak doğum anının canlandırılması için

etkili olabilir. Mağara oyunları ve hikayeleri de anne karnı metaforuna oldukça

uygundur. Bu tarz doğum simülasyonu oyunları oynarken dikkat edilmesi

gereken en önemli nokta çocuğun sinyallerini doğru okumaktır. Eğer çocuğunuz

oynamaya direnç gösteriyorsa henüz böyle bir sürece hazır olmayabilir. Bu tarz

bir durumda çocuktan gelecek tepkilere göre, oyun önce pelüş bir oyuncakla

canlandırılabilir. Bu oyunlar esnasında bebeklerin/ çocukların yaşlarından


beklenenden küçük davranması ve bebeksi sesler çıkarması muhtemeldir.

Burada bebekler/ çocuklar travma yaşadıkları ana ve yaşa geri gittikleri için, o

anda oyun esnasında çocuğun talep ettiği tüm ihtiyaçları yargılanmadan

karşılamak iyileştiricidir. Travmatik küvez öykülerinde de ce-e oyunu,

saklambaç oyunu güçlü metaforik anlamları olan oyunlardır. Küvezi simgeleyen

kutu vs. gibi materyallerden destek alınarak oyunlar kurgulanabilir.

Çocukların bu tür aktivitelerle kahkaha atarak, bastırılmış gerginliklerinden,

korkularından ve hayal kırıklıklarından arınmaları mümkündür.

Eğer annenin ve bebeğin travmatik bir doğum süreci yaşadığına dair

düşünceleriniz varsa bir uzmandan destek almanızı öneririm.

(Kaynak: Solter, Oyun Oynama Sanatı)

 
 
 

Comments


bottom of page