Doğum Travması ve Oyun
- Psikolog İrem Polat
- 18 Tem 2019
- 2 dakikada okunur
Doğum, pek çok bireyin hayatında yaşadığı ilk önemli travmadır. Oyun
terapisinde pek çok çocuğun kendi doğumlarını hatırladıklarına veya oynadıkları
oyunlarla bu sürece dair bedenlerinde ve zihinlerinde olumsuz kayıtlar olduğuna
şahit olurum. Doğarken bebeğin ve annenin yaşadığı korku, güçsüzlük ve
çaresizlik duyguları pek çok kez oyunlara sirayet eder. Erken doğum, fazlasıyla
uzun süren doğum süreci, doğumda yaşanan medikal ve ruhsal komplikasyonlar,
gereksiz müdahaleler, doğum sonrası uzun süren ve bebeğin yalnızlığa mahkum
bırakıldığı küvez uygulamaları bazı bireylerde temel travma kaynaklarıdır.
Yapılan bilimsel araştırmalar travmatik bir deneyimle doğan bebeklerin, kolay
doğan bebeklere oranla daha çok ağladığını ortaya koyuyor. Bu ağlama
nöbetlerinin, birikmiş duygusal gerilim ve stresten arınma yöntemi olduğunu
bugün çok daha iyi biliyoruz. Herhangi bir nedenden ötürü anne karnında,
doğum esnasında ve akabinde travma yaşamış bir bebeğin ilk etapta bakım
vereniyle güven temelli bir ilişki kurması gerekir. Bu ilişki; çocukla her fırsatta
ten tene temasta bulunarak, göz kontağı kurarak, sakin ve yumuşak bir ses
tonuyla bebekle iletişime geçerek, bebeğin ihtiyaçlarının ertelenmeden
karşılanması ve ebeveynin bebeği sakinleştirilmesiyle mümkündür. Güvenli bir
bağlanma ilişkisi başlı başına şifanın kendisidir. Bebeklerin, bedenlerindeki
stresi atmak için ağlamaya ihtiyaçları olabilir. Güvenli bir ortamda bebeğin
ağlamasına müsaade etmek, dikkatini dağıtmamak, ihtiyaçlarını ertelemeden
karşılamak bebeğin gerginlikten arınmasına, ebeveynin güvenli kollarında
huzuru ve güveni hissetmesine imkan sağlar. Uzun süre doğum kanalında
kalmış, boğazına kordon dolanmış bebeklerin, ilerleyen süreçte tünelden
korkma, boğaz kısmı dar ve kapalı kıyafetler giymeyi reddetme gibi davranışlar
sergilemesi olasıdır. Bebeğin sakin kaldığı zaman dilimlerinde yönlendirilmiş ve
yönlendirilmemiş oyunlar doğum travmasının üstesinden gelmek için etkili olur.
Örneğin üstü kapalı bir kutunun içinde bir süre kalan çocuğunuz, sonrasında
tünel oyuncağının içinden geçerek yeniden doğum sahnesini canlandırabilir.
Eğer çocuğunuzun bu konuyla ilgili bir meselesi varsa zaten bu tarz oyunları
tekrar tekrar oynamak isteyecek ve olumsuz anılarının yerine olumluları
yerleştirmeyi dileyecektir. Doğum sürecini canlandırma oyunları için bazı temel
oyuncaklarınızın olması yeterlidir: Doktor malzemeleri, biberon, battaniye gibi.
Bir başka alternatif oyun olarak; bir battaniyenin altına gizlenen çocuk, ebeveyni
tarafından aranır. ‘Ayşe nerede? Bir türlü bulamıyorum onu’ gibi bir söylemle
oyun desteklenir. Ayrıca sıkıca dizilen yastıklar arasından çocuğun çıkmasını
cesaretlendirecek oyunlar da sembolik olarak doğum anının canlandırılması için
etkili olabilir. Mağara oyunları ve hikayeleri de anne karnı metaforuna oldukça
uygundur. Bu tarz doğum simülasyonu oyunları oynarken dikkat edilmesi
gereken en önemli nokta çocuğun sinyallerini doğru okumaktır. Eğer çocuğunuz
oynamaya direnç gösteriyorsa henüz böyle bir sürece hazır olmayabilir. Bu tarz
bir durumda çocuktan gelecek tepkilere göre, oyun önce pelüş bir oyuncakla
canlandırılabilir. Bu oyunlar esnasında bebeklerin/ çocukların yaşlarından
beklenenden küçük davranması ve bebeksi sesler çıkarması muhtemeldir.
Burada bebekler/ çocuklar travma yaşadıkları ana ve yaşa geri gittikleri için, o
anda oyun esnasında çocuğun talep ettiği tüm ihtiyaçları yargılanmadan
karşılamak iyileştiricidir. Travmatik küvez öykülerinde de ce-e oyunu,
saklambaç oyunu güçlü metaforik anlamları olan oyunlardır. Küvezi simgeleyen
kutu vs. gibi materyallerden destek alınarak oyunlar kurgulanabilir.
Çocukların bu tür aktivitelerle kahkaha atarak, bastırılmış gerginliklerinden,
korkularından ve hayal kırıklıklarından arınmaları mümkündür.
Eğer annenin ve bebeğin travmatik bir doğum süreci yaşadığına dair
düşünceleriniz varsa bir uzmandan destek almanızı öneririm.
(Kaynak: Solter, Oyun Oynama Sanatı)
Comments