
Ölüm Kavramı Çocuklara Nasıl Anlatılır?
Ölüm, hakkında konuşulması en zor olan konulardan biridir, algısı ve kabulü zor bir
durumdur. Fakat ölüm hayatın gerçeğidir ve bu sebepten hakkında düşünmek ve konuşmak
gerekir.
Kimi çocuklar ölümle erken yaşta tanışmak durumunda kalabilirler. Kimi zaman sokakta
gördükleri ölmüş bir hayvan, kopmuş bir bitki, televizyonda izledikleri bir haber, beslediği
hayvanın kaybı, sevdiği bir kişinin ölümü, çocuğu ölümle tanıştırır.
Her çocuk bir şekilde bu konuyu merak eder, ölüm algısı nedeniyle endişelenebilir ve
kaygılanabilir.
Bu zor konuyu çocuklara nasıl anlatmak gerekir?
Öncelikle her konuda olduğu gibi, bu durumda da kendi çocuğunuzun mizacını, duygu
durumunu mutlaka göz önünde bulundurmalısınız.
Açıklamaya öykü/hikaye kitaplarından yardım alarak da başlayabilirsiniz.
“ Her şeyin bir başlangıcı ve bitişi vardır. Her gün birileri doğar, her gün birileri ölür.
Birisi öldüğünde bedeni artık çalışmaz. Artık nefes almaz, kalbi atmaz. Artık
düşünmez ve hissetmez. Yemek yemez ve uyumaz. Genelde filmlerde ve kitaplarda
kötüler ölür, ama gerçek hayatta iyiler de ölür. İnsanlar çeşitli sebeplerden ölürler.
Kimileri çok yaşlandıkları için, kimileri çok hastalandıkları için, kimileri beklenmeyen
durumlardan dolayı ölebilirler.” gibi bir açıklamada bulunabilirsiniz.
Değişime atıfta bulunmak önemlidir. “Tüm canlılar yaşar, büyür, değişir, ölür. Gece
olur, gündüz olur, tırtıllar kelebek olur, hava güneşli olur, bazen kar yağar. Değişim
kaçınılmazdır.” ifadesiyle çocuğa somut ve anlaşılabilir örnekler verebilirsiniz.
‘Ölüm’ kelimesini kullanmak önemlidir. ‘Vefat etti’, ‘hayatını kaybetti’, ‘gitti’ gibi
kavramlar çocuğun kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramaz. Dolayısıyla ‘öldü’
demek önemlidir.
Ölümün geri dönülmez bir süreç olduğu ve herkesin bunu yaşadığını anlatmak
önemlidir.
Çocuklar kendilerini etkileyen konularda, aynı soruları tekrar tekrar sorabilirler.
Sabırlı şekilde yanıt vermek çocuğun süreci daha rahat algılamasına ve işlemlemesine
yardımcı olacaktır.
Çocuğun sorularına mutlaka cevap verilmelidir, ama çocuğun sorduğu sorudan
fazlasını anlatmaya gerek yoktur. Az ve öz bilgi makbuldur.
Çocuk ölümden sonraki hayatla ilgili sorular soruyorsa, bununla ilgili çeşitli inanışlar
olduğu belirtilerek, bu konuyu kendi inanç sisteminize göre aktarabilirsiniz. Burada
önemli olan nokta çocuğu korkutacak ve kaygılandıracak bilgilerden kaçınmaktır.
Çocuğa süreçle ilgili asla yalan söylenmemelidir. Nihayetinde gerçeği öğrendiğinde
güven bağı sarsılacaktır. Dolayısıyla daima dürüst olmak önemlidir.
Biri öldüyse, bunu açıklayacak kişi, çocuğun duygusal olarak en yakın olduğu kişi
olmalıdır. Bu genelde ebeveynler olur. Bir uzman veya öğretmen bu konuyu
açıklamamalıdır.
Birinin vefat ettiği haberini çocuğa vermek için mümkünse çocuğun güzel anılarının
olmadığı ve ilerde de çok sık gitmeyeceği bir yerde açıklamak önemlidir. Açıklanacak
mekanın sakin ve sessiz bir yer olması önemlidir.
Çocuklara vefat eden kişinin gökyüzüne gittiği, kendisini oradan izleyeceği
açıklamasından kaçınılmalıdır. Bu çocuğu korkutan ve endişelendiren bir ifadedir.
Çocuğun çevresindeki kişilerin kendi duygularınızı göstermekten kaçınmaması
önemlidir. Ağlama, ölen kişiyi özlediğini söylemek bir zayıflık değildir. Aksine bu
tutumlar çocuğun kendi duygularını paylaşmasının normal olduğuna model olacaktır.
Her zaman olduğu gibi bu süreçte de tensel temas önemlidir. Yas sürecinde sarılmaya,
öpmeye, dokunmaya, her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.
Cenazeye götürmek çocuğun duygu durumuyla, mizacıyla, baş etme becerileriyle ve
rızasıyla ilişkilidir. Eğer çocuk cenazeye gitmek istemiyorsa ısrarcı olunmamalıdır.
Cenazede ve cenaze evinde çocuğu olumsuz etkileyecek durumlar yaşanması söz
konusuysa, çocuğu buralara götürmemekte fayda vardır.
Resim çizmek, mektup yazmak, vefat eden kişinin resimlerine bakmak, görüntülerini
seyretmek, ölen kişi hakkında konuşmak ve anı anlatmak, yetişkinlere olduğu kadar
çocuğa da iyi gelecektir. Ölen kişiyi anacak etkinlikler, o kişi adına bitki dikmek, anı
defteri oluşturmak, sergi açmak yas sürecini sağlıklı geçirmeye olanak sağlar.
Ölen kişiyi özlemenin normal olduğu, sizin de özlediğinizi anlatmak etkilidir.
Mümkün olduğunca ‘Onsuz nasıl yaşarım’, ‘Artık hayatın hiçbir anlamı yok’, ‘Allah
iyi insanları yanına alır’ gibi radikal ve sarsıcı cümleleri çocuğun yanında söylemekten
kaçınılmalıdır.
Bu süreçte çocuğunuzla birlikte vakit geçirmek etkilidir.
Eğer çocuk sizin bilmediğiniz sorular soruyorsa ‘Bu konuyu bilmiyorum ama
araştıracağım’ diyebilirsiniz.
Bedenin toprağın altına gömülmesi fikri özellikle 7 yaş öncesi çocuklar için algılaması
güç bir süreç olabilir. Mezarlıkla ilgili sorularına mezar taşlarından bahsederek
açıklayabilirsiniz. Mezar taşlarının, ölen kişilerin isimlerinin yazılı olduğu bir taş
olduğunu anlatabilirsiniz.
Özellikle küçük yaşlarda, çocuklar etraflarında olan her şeyin kendileri yüzünden ve
kendileri için olduğunu düşünürler. Çocuklar kimi zaman ölümün de kendisi yüzünden
olduğunu hissedebilir. Bunun çocuğun kabahati olmadığını anlatmak çocuğun
suçluluk hissinin yatışmasına imkan sağlar.
Çocukların ölümle ilgili sorularının temelinde kendisine ne olacağı endişesi yatar. Bu
sebepten ‘ Biz sağlıklıyız, güvendeyiz. Birlikte geçireceğimiz çok uzun yıllar var ve
beraber yapacağımız çok şey var. Yazın Antalya tatilimiz, senin mezuniyetlerin var’
gibi uzun vadeli planları anlatarak çocuğunuzu güvende hissettirebilirsiniz.
Çocuğun bu süreçte kendisini ve duygularını ifade etmesine imkan sağlamak
önemlidir. Öfkeli, kızgın, şaşkın olabilir. Bu duyguları resim çizerek, kil, kum ve
hamurla oynayarak, agresif oyuncaklar seçerek, oyunda sıkça ölüm temasını işleyerek
ifade edebilir. Çocuğu eleştirmemek, rencide etmemek önemlidir. Mümkünse bu tarz
durumlarda onun duygularını anladığınızı belirtmek etkili olacaktır. ‘Şuan deden
öldüğü için üzgünsün ve biraz öfkelisin’ gibi.
Çocuğun, bu süreçte ailenin yanından uzaklaştırılması uygun değildir. Zira çocuk hem
kendi acısını hem de ailesinin acısını paylaşarak iyileşecektir.
Her şeye rağmen ölümün, kabulu zor bir durum olduğunu ve çocuğun da bir yas
sürecinden geçeceğini yadsımamak ve sabretmek önemlidir.
Mümkün olduğunca rutinlere yani günlük düzenine devam etmek önemlidir. Rutinin
devamı, çocuğa güven verir.
Konuyla ilgili sınıf ve rehber öğretmeni bilgilendirmek ve çocuğun okuldaki süreçte
de düzenli takibinin yapılması konusunda okulla işbirliği sağlanması önemlidir.
Çocuğunuzun kaygısı ve korkusu, onun günlük hayatını ve işlevselliğini etkiliyorsa,
alt ıslatma, altına kaçırma, parmak emme, hırçınlık, gece korkuları, uyku ve iştah
problemlerinden herhangi biri ve birçoğu gözlemleniyorsa uzman desteği almak
gerekir.
Kaynaklar
Talking with Children About Loss, Maria, Trozzi.
The Grieving Child: A Parent’s Guide, Helen Fitzgerald.
İrem Alişanoğlu Polat
Uzman Klinik Psikolog